Sosyal Medya

Güncel

Fırat Kalkanı Harekatı’nın El-Bab sınavı

Türkiye, İran ve Rusya arasındaki Suriye mutabakatının anlamı, El-Bab



 
Suriye iç savaşının kritik eÅŸiÄŸi olarak kabul edilen Halep’te sona gelindi. El-Bab’da ise çok ÅŸiddetli çatışmalar sürüyor.
 
Halep iç savaÅŸta yeni bir aÅŸama ve bundan sonrası için Suriye’de etkili iç ve dış aktörler arası iliÅŸkilerde deÄŸiÅŸim yaÅŸanması muhtemel. Halep’e kadar ittifak yapan aktörler arasında bir sonraki hedefi ve öncelikleri belirleme konusunda farklılıklar ortaya çıkabilir ya da bu zamana kadar rekabet eden aktörlerin çıkarları örtüşmeye baÅŸlayabilir.
 
Türkiye için bundan sonraki önceliÄŸin tamamen Fırat Kalkanı Harekatı olacağı ortada. Halep’in rejim kontrolüne geçmesi, Türkiye açısından bir kayıp ancak bu geliÅŸme paradoksal biçimde Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonunun elini güçlendirebilir.
 
Halep’ten çıkan silahlı muhalifler ne olacak?
 
Halep’ten çıkan silahlı muhalif grupların önünde iki seçenek var. Ä°lk seçenek, bu grupların Ä°dlib’e geçerek Åžam’ın Fethi Cephesi (eski adıyla Nusra Cephesi) liderliÄŸindeki muhaliflere eklemlenmesi. Son dönemde Ä°dlib’te bazı gruplar zaten Åžam’ın Fethi Cephesi altında birleÅŸiyordu ve Halep’in kaybı bu eÄŸilimi güçlendirebilir. DoÄŸu Halep’in tahliyesi sürecinde yaÅŸananlar da birçok silahlı grubu ve Ä°dlib halkını radikal gruplar altında birleÅŸmeye yönlendirecektir. DiÄŸer taraftan Türkiye muhalifleri Fırat Kalkanı’na çekmeye çalışacaktır. Ä°dlib’te Åžam’ın Fethi Cephesi’nden sonra en güçlü grup olan Ahraru Åžam içinde bu tartışma baÅŸladı bile. Ahrar’ın kendi içinde ikiye ayrılarak bir kısmının Åžam’ın Fethi Cephesi ile birleÅŸmesi, birleÅŸmeye katılmayan ve Türkiye’nin desteklediÄŸi unsurların Fırat Kalkanı Harekatı’na katılması söz konusu.
 
El-Bab birçok açıdan önemli. El Bab, Türkiye’nin desteklediÄŸi Özgür Suriye Ordusu’nun eline geçerse, IŞİD Suriye’nin doÄŸusuna sıkışmış bir örgüt konumuna düşecek, YPG içinse Afrin’le birleÅŸerek Kuzey Suriye’de toprak bütünlüğüne sahip devletimsi bir yapı kurma hayallerinin sonu olacak.
 
Fırat Kalkanı Harekatı’nın kontrol ettiÄŸi alan geniÅŸledikçe Türkiye ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) da savaşçı ihtiyacı artıyor. Sonuç olarak Halep sonrasında Kuzey Suriye’deki muhalif bölgelerinde ikili bir yapı ortaya çıkabilir. Bir tarafta Åžam’ın Fethi liderliÄŸinde Ä°dlib’te üslenmiÅŸ radikal gruplar ile Azaz-Cerablus hattı arasındaki bölgede Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı’na katılan Özgür Suriye Ordusu bileÅŸenleri.
 
Bu noktada Türkiye, Rusya ve Ä°ran arasında Suriye konusunda varılan mutabakat daha büyük bir anlam kazanıyor. Mutabakatta “Ä°ran, Rusya ve Türkiye, DEAÅž ve El Nusra’yla ortak mücadele ve silahlı muhalif grupların bu örgütlerden ayrıştırılması konusundaki kararlılığını yineler” ifadesi yer aldı. Bu, tam da yukarıda bahsedilen tablo ile örtüşen bir madde. Ä°dlib’te yönetim çok sayıda muhalif grup ile birlikte Åžam’ın Fethi Cephesi’nin elinde. Türkiye’nin desteklediÄŸi ÖSO bileÅŸenleri rejime karşı mücadelede bu yapı ile ortaklık yaptı. Bundan sonraki süreçte ise Åžam’ın Fethi Cephesi ile diÄŸer muhalif gruplar arasında nasıl ayrım saÄŸlanacağı önem kazanıyor. Türkiye desteklediÄŸi ÖSO unsurlarını Fırat Kalkanı’na çekerek bu açıdan rol üstlenebilir. Sonuç olarak Türkiye ılımlı cepheyle yoluna Fırat Kalkanı’nda devam ederken, Rusya Ä°dlib’te Åžam’ın Fethi Cephesi ile mücadeleye odaklanabilir. Bu durum Türkiye’nin Ä°dlib’e olan desteÄŸini, insani yardımlarını keseceÄŸi anlamına muhtemelen gelmiyor.
 
El-Bab ve sonrası
 
Türkiye ve Rusya’nın Suriye konusunda iÅŸbirliÄŸinde ortak vurguları sürekli olarak “teröre karşı iÅŸbirliÄŸi” oldu. Bu ifadeye Türkiye açısından bakıldığında, YPG’ye karşı mücadelede ortaklık anlamı çıkıyor. Bu konuda Rusya ve Ä°ran’ın tam destek vermeseler de en azından itirazlarını ortadan kaldırması, Türkiye’nin El-Bab ve Münbiç konusunda eli güçlendirecektir.
 
Fırat Kalkanı operasyonunda El-Bab’a ulaşıldı ve ÅŸehir merkezinde ilerleyiÅŸ sürüyor. El-Bab’ta mücadelenin daha önceki aÅŸamalardan çok daha zor olacağı biliniyor. Zira IŞİD’in Halep kırsalında çekileceÄŸi alan kalmadı ve El-Bab’ı da kaybedince Suriye’nin doÄŸusuna sıkışmış bir örgüt konumuna düşecek. El-Bab’ın konumu nedeniyle taşıdığı önem de örgütü direnmeye itiyor. Yerel kaynaklardan gelen bilgilere göre, IŞİD’in El-Bab’ta 700 civarında savaşçı bıraktığı tahmin ediliyor. Bunun yanı sıra IŞİD intihar saldırısı yapmak üzere hazırlanmış çok sayıda bomba yüklü araç hazırlamış durumda. Bu da Fırat Kalkanı Operasyonu’nun belki de ilk kez gerçek bir teste tabi olması anlamına geliyor.
 
El-Bab birçok açıdan önemli. El-Bab her ÅŸeyden önce Kuzey Suriye’de doÄŸu-batı hattında ilerleyebilmek açısından köprübaşı olabilir. Bu nedenle El-Bab’ı ele geçiren Türkiye ve Özgür Suriye Ordusu’nun bir sonraki hedefleri olması beklenen Münbiç, Rakka ve Afrin için eli güçlenecektir. Bunun yanı sıra Halep’in rejime geçiÅŸi ile zemin kaybeden Türkiye orta vadede Suriye’de siyasi çözüm için masada daha güçlü bir aktör olarak oturma imkanı da elde edecek. DiÄŸer taraftan El-Bab’ın ÖSO’ya geçmesi, YPG’nin Afrin’le birleÅŸerek Kuzey Suriye’de toprak bütünlüğüne sahip devletimsi bir yapı kurma hayallerinin sonu anlamına geliyor. Tam da bu nedenle Türkiye’de yaÅŸanan son PKK eylemlerinin El-Bab’ın kuÅŸatıldığı bir dönemde gerçekleÅŸmesi tesadüf olmayabilir.
 
Fırat’ın doÄŸusu ve YPG’nin kaderi
 
Bütün bu alanlardan gelen meydan okumalara karşın en nihayetinde IŞİD’in El-Bab’ta uzun süre direnmesi mümkün gözükmüyor. El-Bab’ın ÖSO kontrolüne geçmesi ile birlikte Fırat Kalkanı güney sınırlarına ulaÅŸmış olacaktır. Bundan sonra ancak doÄŸu ve batı yönünde ilerleyebilir. Ä°lk aÅŸama Münbiç olacaktır. Münbiç’te Türkiye’nin bu sefer Rusya ile deÄŸil, ABD ile müzakereler yürütmesi gerekecek. Münbiç’te hem doÄŸrudan ABD varlığı var hem de Münbiç’i kontrol eden SDF/YPG ABD’nin IŞİD ile mücadelede en yakın müttefiki. Münbiç’te Türkiye’nin avantajı, ABD’nin daha önce vermiÅŸ olduÄŸu sözler nedeniyle YPG’nin ABD korumasından mahrum olması.
 
Türkiye, Rusya, Ä°ran ortak deklarasyonunda yer alan “Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması” vurgusu da Türkiye için önemli. Türkiye açısından bunun anlamı, Suriye’nin kuzeyinde YPG kontrolünde bir federal bölgeye izin verilmeyeceÄŸi. ABD'nin YPG üzerinden yürüttüğü politika Suriye'de fiili sınırların deÄŸiÅŸmesine neden oluyor. Türkiye, Rusya ve Ä°ran toprak bütünlüğü vurgusu yaparak ABD ve Batı’nın Suriye'de toprak bütünlüğünün altını oyan politikalarına karşı ortak duruÅŸ sergiliyor. YPG ve ABD önlem olarak Rakka Operasyonu’nun 2. aÅŸamasını baÅŸlattı. Rakka ÅŸehir merkezinin izole edilmesi amacıyla yürütüldüğü açıklanan operasyon daha çok Fırat Kalkanı ile Rakka ÅŸehir merkezi arasına set çekme amacı taşıdığı izlenimi veriyor. ABD ve YPG, ÖSO ile IŞİD arasındaki sınırı ortadan kaldırarak Türkiye’nin El-Bab’ı alması durumunda daha doÄŸuya ilerlemesinin ÅŸimdiden önünü almaya çalışıyor. ABD her halükarda Fırat’ın doÄŸusunda farklı bir tutum alacak ve YPG kazanımlarını korumak için daha savunmacı olacaktır. Bugüne kadar takip edilen Türkiye ile YPG arasında denge bulmaya dayalı yaklaşımın da sürdürülebilir olmadığı ortada.
 
Türkiye, Rusya ve Ä°ran mutabakatı en azından Kuzey Suriye’de herkesin uzlaÅŸabileceÄŸi bir fotoÄŸrafın ortaya çıkabilmesi için umut vaat ediyor. Türkiye’nin YPG ile ilgili kaygılarının azalması onu siyasi çözüme daha fazla yaklaÅŸtıracaktır.
 
Fırat’ın doÄŸusundaki YPG bölgelerinin kaderini ise Trump’ın Suriye politikası belirleyecek. Trump kampanya döneminde defalarca vurguladığı “Suriye’de uçuÅŸa yasak bölgeler oluÅŸturacağız” sözünü seçimi kazandıktan sonra bir kere daha tekrar etti. Yıllardır Türkiye’nin uçuÅŸa yasak bölge taleplerini “askeri ve finansal açıdan mümkün deÄŸil” savıyla savuÅŸturan ABD yeni dönemde farklı argümanlarla bu konunun en ateÅŸli savunucusu haline gelebilir. Ancak bu durumu Türkiye’nin talepleri kabul görüyor ÅŸeklinde okumamak gerekiyor. UçuÅŸa yasak bölgelerin nerelerde oluÅŸturulacağı önemli. Bu bölgelerden birinin Fırat’ın doÄŸusundaki YPG bölgeleri olması yüksek ihtimal ve bu Fırat’ın doÄŸusundaki YPG alanlarının “dokunulmazlık” kazanması anlamına geliyor. EÄŸer bu tespit doÄŸru ise Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı’na hız vermesi ya da Rakka konusunda ÅŸimdiden hazırlıklar yapması gerekebilir.
 
Halep sonrası Suriye iç savaşını ne bekliyor?
 
DoÄŸu Halep’te küçük bir cebe sıkışan siviller ve silahlı muhalifler Türkiye ve Rusya öncülüğünde gerçekleÅŸen ateÅŸkes sonucunda bölgeyi boÅŸaltmaya devam ediyor. Rejim ve müttefikleri ülkenin herhangi bir bölgesinde muhalifleri ateÅŸkese zorladığında tahliye edilen herkesi Ä°dlib’e yönlendiriyordu. DoÄŸu Halep’in boÅŸaltılması sürecinde de aynı durum yaÅŸandı ve hem siviller hem de silahlı gruplar Ä°dlib’e ulaÅŸmaya baÅŸladı. Sivil, silahlı bütün muhalif unsurların uzun zamandır Ä°dlib’e yönlendirilmesi rejim ve muhalifler arasındaki hesaplaÅŸmanın son aÅŸamasının burada yaÅŸanacağı anlamına geliyor.
 
Ä°dlib dışında muhaliflerin ülke genelinde kontrol ettiÄŸi birbirinden kopuk alanlar var ancak bu bölgeler rejim açısından öncelik taşımıyor. Suriye yönetimi IŞİD kontrolündeki topraklar konusunda ise ÅŸimdilik kaygılanmıyor zira IŞİD kendisinden ziyade ABD ve dünyanın sorunu ve mücadeleyi de bu güçler yürütüyor. DiÄŸer bir sorunlu alan ise YPG kontrolündeki alanlar. Rejim ve YPG arasında çatışmama ve bazı bölgelerde askeri koordinasyona dayalı bir iÅŸbirliÄŸi var. Ancak rejim öncelikli tehdit olarak gördüğü muhalifleri yenebilirse, YPG ile iliÅŸkilerin niteliÄŸinin deÄŸiÅŸmesi ihtimal dahilinde. YPG’nin ABD güdümünde bir federal bölge kurma hedefi Suriye için de kaygı oluÅŸturuyor ama henüz sıranın bununla mücadeleye geldiÄŸini düşünmüyor.
 
Bütün bu tablo içinde Halep sonrasında Suriye iç savaşının sona yaklaÅŸtığını söylemek için henüz erken. Ancak Türkiye, Rusya ve Ä°ran mutabakatı en azından Kuzey Suriye’de herkesin uzlaÅŸabileceÄŸi bir fotoÄŸrafın ortaya çıkabilmesi için umut vaat ediyor. Türkiye’nin YPG ile ilgili kaygılarının azalması onu siyasi çözüme daha fazla yaklaÅŸtıracaktır. Rusya da Ä°dlib’te Åžam’ın Fethi Cephesi ve Kafkasya kökenli gruplarla hesaplaÅŸtıktan sonra hedeflerine ulaÅŸtığını düşünecektir. Ä°ran’da ise en azından Devrim Muhafızları Suriye’de hedeflerine henüz tam olarak ulaÅŸtıklarına inanmıyor. Bu kesim Irak’ta olduÄŸu gibi Suriye’yi de milisler üzerinden teslim alma amacınd. Bu ortamda mutabakatın baÅŸarısı, Ä°ran'ın Rusya ve Türkiye arasındaki uzlaşıya ne kadar uyacağına baÄŸlı olacaktır.
 
Oytun Orhan, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Uzmanı - Al Jazzera

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.